Türk Tabipleri Birliği (TTB) “Şiddetsiz, İnançlı, Garantili Hekimlik İçin TTB Bizim!” sloganıyla düzenlediği 76. Seçimli Büyük Kongresi, 28 Haziran 2024’te Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Morfoloji Binası’nda başladı. Türkiye’nin dört bir yanından gelen tabip odaları delegeleri kongreye iştirak sağladı.

Kongre, divan heyetinin seçimiyle başladı ve Dr. Raşit Tükel, Dr. Sevinç Yılmaz, Dr. Elif Turan ve Dr. Oğuz Kaan Kürekli divana seçildi. Şubat sarsıntılarında ve yeterli hekimlik uğraşında hayatını kaybeden sıhhat işçileri için hürmet duruşunda bulunuldu. TTB Merkez Kurulu Lideri Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı açılış konuşmasında, kapitalizmin yarattığı kriz ortamında sıhhatin bir tüketim objesine dönüştüğünü ve doktorların tükendiğini belirtti.

TTB kongresinde milletlerarası konuklar yer aldı

Kongrede memleketler arası konuklar ve Türkiye’den birçok kurum temsilcisi dayanışma ve gayret vurgusu yaparak konuşmalar yaptı. Kongreye iştirak sağlayan kurumlar ortasında DİSK, KESK, TMMOB, CHP, DEVA Partisi ve birçok öbür sendika ve dernek yer aldı. TTB 76. Büyük Kongresi, 29 Haziran 2024’te çalışma, mali ve denetleme raporlarının görüşülüp ibrası, varsayımı bütçe ve karar tekliflerinin görüşülüp oylanması, 2024-2026 devri Merkez Konseyi, Denetleme Kurulu ve Yüksek Onur Kurulu müracaatlarının alınmasıyla sona erecek. Merkez Kurulu için delegeler bugün oylarını kullanacak. TTB 76. Büyük Kongresi’nin üçüncü günü olan bugün Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Morfoloji Binası Kantini’nde oy kullanımı başladı. Oy kullanım süreçleri saat 17.00’a kadar devam edecek.

Merkez kurulu çalışma raporu okundu

Kongrenin ikinci günü 2022-2024 periyodu raporlarının sunumuyla başladı. Dr. Vedat Bulut tarafından Merkez Kurulu çalışma raporu, Dr. Alican Bahadır tarafından Merkez Kurulu mali raporu, Dr. Rüşan Sümbüloğlu tarafından Denetleme Konseyi çalışma raporu sunuldu. Sunumların akabinde raporlar üzerine görüşler sunuldu, değerlendirmeler yapıldı. Öğlen ortasında “Şiddetsiz, İnançlı, Teminatlı Hekimlik İçin TTB Bizim!” başlıklı bir basın açıklaması düzenlendi. Öğle ortasının ardından mali rapor ibra edildi, iddiası bütçe ile karar teklifleri okunup oylandı. Çalışanların sıhhat hakkı ve işyeri tabiplerinin hakları başta olmak üzere sıhhat hakkı uğraşının her alanında uzun yıllar boyunca çaba eden, TTB Personel Sıhhati ve İşyeri Hekimliği Kol Başkanlığı ile Antalya Tabip Odası Genel Sekreterliği misyonlarını yürütürken 16 Ocak 2024 günü kaybettiğimiz Dr. Metehan Akbulut’un anısına kardeşi Dr. Sevtap Demirci’ye TTB Merkez Kurulu Lideri Dr. Şebnem Korur Fincancı tarafından plaket verildi.

“Şiddetsiz, İnançlı, Teminatlı Hekimlik İçin TTB Bizim!”

Kongrenin ikinci günü 2024-2026 heyet aday müracaatları, küme konuşmaları ve dilek, istek, tekliflerin lisana getirilmesiyle son buldu. TTB Merkez Kurulu Lideri Dr. Şebnem Korur Fincancı tarafından basın açıklaması okundu. Fincancı tarafından okunan basın açıklaması şöyle: Türk Tabipleri Birliği (TTB); bu topraklarda 71 yıldır tabiplerin örgütlü sesidir. Kolektif iradeyle sıhhat alanında gayret yürüten, anayasal korunma altında kamu kurumu niteliğinde bir örgüttür. TTB bir meslek örgütü olarak, üye olsun yahut olmasın ülkemizdeki tüm doktorların başta ekonomik ve özlük olmak üzere tüm haklarını korumak için yıllardır gayret etmektedir. TTB bir tabip örgütü olduğu kadar, tıpkı vakitte insanın, canlının ve ömrün sorunu olan her alanda kelam söyleyen bir demokratik kitle örgütüdür.

TTB, hekimlik meslek ve uygulamaları alanındaki üniversal pahaların fonksiyonelliğinin ülkemizde de sağlanabilmesinin temel garantisi olmuştur. Bunların yanı sıra, meslektaşlarının bilgi, teknoloji ve toplumsal alanda yaşanan değişimler karşısında hekimlik bedellerine, hasta ve toplum faydasına uygun tavır alabilmelerini, toplum ve birey sıhhati için hakikat olanı yapabilmelerini sağlayabilmek için ağır efor göstermektedir. Kelam konusu faaliyetler, kurulduğu günden bu yana TTB’nin seçili organlarında, kol ve komitelerinde vazife alan bütün tabiplerin gönüllülük aslıyla ve büyük bir özveriyle çalışmaları sonucunda sağlanmaktadır.

Sağlıkta dönüşüm projesi eleştirisi

TTB, 71 yıllık tarihinin çok büyük bir kısmında doktorları, birlikte çalıştıkları sıhhat meslek kümelerini ve içinde yaşadığı toplumun üyelerini bir bütün olarak görmüş; kendi sıhhat, refah ve mutluluğunun fakat tümünün sıhhat, memnunluk ve refahıyla birlikte sağlanabileceği bilimsel ve tarihi gerçeğinin savunucusu olmuştur. TTB’nin, tabip odalarımızın ve doktorlarımızın tüm bu özverili çalışmalarına karşın 2002 yılında Sıhhatte Dönüşüm Projesi ile birlikte yalnızca hekimler/sağlık işçileri değil; hasta olsun yahut olmasın tüm vatandaşlarımız da bu sistemin sıhhatsiz ortamında kendi hissesine düşeni almıştır.

Sorunlarımız Karşısında İktidar ve Sağlık Bakanlığı Çözüm Üretmemektedir

Hekimler açısından baktığımızda; bu süreçte hepimizi derinden üzen şiddet olayları sonucunda meslektaşlarımız öldürülmüş, yaralanmış, fizikî, sözel ve ruhsal şiddete uğramışlardır. 2023 yılının aralık ayında yayımladığımız anket çalışmasında 10 tabipten 9’u, daha evvelden hasta yahut yakını tarafından fizikî yahut sözel şiddet gördüğünü belirtmiştir. Öteki bir anket çalışmamızda ise tabiplerin %90’ından fazlası tükenmişlik sendromu içerisindedir. Bunun yanında her geçen gün çalışma şartlarımız zorlaşmakta, problemlerimiz artmakta; buna rağmen iktidar ve Sağlık Bakanlığı herhangi bir çözüm üretmemektedir.

Poliklinik oranlarında Avrupa, acil oranlarında dünyada birinci sıradayız

Geçen yıl 850 milyon randevulu ve randevusuz poliklinik muayenesi, 150 milyon acil müracaat muayenesi olmuştur. Poliklinik oranlarında Avrupa, acil oranlarında dünyada birinci sıralardayız. Bu halde aylar sonraya verilen poliklinik, tetkik ve ameliyat günleri yakında yıllara yayılmaya başlayacaktır. Bu sayılar bile aslında nasıl makus şartlarda çalıştığımızın göstergesidir. Bunlara ayrıyeten tüm bu yoğunluğun getirdiği şikayet, şiddet, tükenmişlik, mesleğimize yabancılaşma üzere sıkıntılarımızı eklediğimizde sistemin sıhhat çalışanları ve vatandaşlar açısından aslında sıhhatsiz bir sistem olduğu açıktır.

Vatandaşın Sıhhat Hakkı Açısından Çok Önemli Sıkıntılar Var

Sorun yalnızca hekimlerin/sağlık işçilerinin çalışma şartlarının olumsuz meseleleri değildir. Vatandaşın sıhhat hakkı açısından da çok önemli sıkıntılar vardır. Esirgeyici sıhhat hizmetlerinin uygulanmakta zorlandığı, kâfi bütçenin planlanmadığı birinci basamakla birlikte tahlil için insanların ikinci ve üçüncü basamağa yığıldığı bir ortamdayız. Bu ortamla sağlıklı bir toplum ve gelecek yaratılamayacağı ortadadır. Burada sorun; yeni mezun tabip ve uzman sayısını iki kat artırarak problemler çözülmeye çalışılmakta, randevuya gelmeyen hastalar sorunun kaynağı olarak gösterilmekte lakin sorunun uygulanmakta olan sistem olduğundan hiç bahsedilmemektedir.

Sağlık sistemi çökme noktasındadır

Sağlık sistemi çökme noktasındadır. Aylar sonraya verilen muayene, tetkik ve ameliyat günleri, pahalılıktan yahut bulunamadığı için alınamayan ilaçlar, tıbbi ve medikal firmaların vermediği gereçler nedeniyle yaşanan badireler, malpraktis davaları, acillerde günlerce ağır bakım bekleyen hastalar, yer yokluğundan güzelleşmeden taburcu edilmek zorunda kalınan hastalar, kamuda açılan takımların en fazla yarısına başvurulması, TUS’ta açılan takımlara kimi kısımlarda %60’ın üzerinde müracaat olmaması, yan kollarda kadroların  %80’lere kadar boş kalması üzere birçok sorun her geçen gün artarak devam etmektedir.  Bunlara daha birçok sorun ekleyebiliriz. Tüm bu problemlerin temelinde ise inançsız, teminatsız ve şiddetli bir ortamda çalışılmak zorunda bırakılmamız yatmaktadır.

TTB olarak doktorlar ismine yaşadığımız tüm problemlerden, uygulanmakta olan bu sıhhat sisteminin öncelikli sorumlu olduğunu yine tabir ediyoruz. Tahlil kolaydır: 2002 yılından itibaren uygulamaya konulan Sıhhatte Dönüşüm Projesi’nden vazgeçmek, basamak sistemine geçmek, gözetici sıhhat hizmetlerini ve birinci basamağı güçlendirmek, yeni ve tesirli bir şiddet yasası ve malpraktis yasası çıkarmak, tabiplerin ekonomik ve özlük haklarını uygunlaştırmak, çalışma şartlarımızı düzeltmek ve ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik ve siyasal kriz halinden bir an evvel çıkmak için demokrasi, hak, hukuk ve adaleti geri tesis edip beyin göçünü engelleyerek aksine beyin göçü yaratmaktır.

Bakan Koca da haksızlığa uğramışsa TTB O’nun da yanında olacak!

Tüm bu yaşadığımız sıkıntılara karşı 2021 yılında başlattığımız “Emek Bizim Kelam Bizim” hareketi ile birlikte başlattığımız gayret sınırını yeniden kurmamız; Sağlık Bakanlığı tarafından güvenli, güvenceli ve şiddetsiz bir ortamda çalışma şartlarımızın sağlaması için zorlamamız gerekmektedir. İktidar, üstte bahsettiğimiz tabloyu her devirde olduğu üzere bu periyotta de gerçekleri tabir eden TTB’ye saldırmayı, onu tehdit etmeyi ve kapatmayı, misyondan alma ve kayyım atamalarını başaramamıştır. Bundan sonra da başaramayacaktır. Şiddetsiz, inançlı, garantili hekimlik için gayretimiz devam edecektir. TTB tüm tabipler için bir okul ve teminattır. İstifa ettiği tez edilen Sıhhat Bakanı Sayın Fahrettin Koca da bir haksızlığa uğramışsa, mağduriyet yaşayan her tabibin yanında olduğumuz üzere, TTB olarak onun da yanında olacağız. Bakanlık geçicidir, hekimlik ve TTB kalıcıdır. Yeni devirde misyon alacak Merkez Kurulu üyelerimize şimdiden muvaffakiyetler diler, her vakit olduğu üzere yeniden onların yanında, onlarla birlikte omuz omuza çaba edeceğimizi bildiririz.

Sol Kümelerden Birleşme Hamlesi