Kronik böbrek hastalığı (KBH) ülkemizde ve dünyada sıklığı giderek artan değerli bir halk sıhhati meselesidir. Erken saptandığında önlenebilir yahut ilerlemesi geciktirilebilir olmasına karşın hastalık farkındalığı tüm dünyada düşüktür. Türk Nefroloji Derneği tarafından yapılan bir çalışmada önemli KBH olan hastalarda bile farkındalık %10’ un altında olarak saptanmıştır.  Bu nedenle birçok hastada hastalık ilerlemekte ve diyaliz ya da böbrek nakli üzere tedavilere muhtaçlık gelişmektedir. 

Böbrek Hastalığı Nasıl Teşhis Edilir?

KBH tanısı üç aydan daha uzun müddet devam eden böbrek işlev testlerinde anormallikler olması ile konur. Böbrek işlevlerini ölçmek için kanda kreatinin kıymeti ölçülür ve çeşitli formüller ile böbrek çalışma pahası hesaplanır. Bu çalışma suratı üç ay yahut daha uzun mühlet 60 ml/dk dan düşük ise KBH tanısı konur. Tekrar üç aydan uzun müddet devam eden idrar tetkikinde anormallikler, protein kaçağı olması, ultrasonografik yahut histopatolojik değişikliklerin saptanması ile de KBH tanısı konur. KBH’de erken evrelerden itibaren, esas kardiyovasküler nedenlere bağlı olarak vefat riski artmıştır ve hastalık ilerledikçe bu artış daha da belirginleşmektedir. Erken devir teşhis konulması hasta sıhhati için çok değerlidir. 

Araştırmalara Nazaran 7 Erişkinden Birinde KBH Görülüyor !

Ülkemizde 2012 de yapılan bir çalışmada her 7 erişkinden birinde KBH olduğu bulunmuştur. Diyabet, hipertansiyon, böbrek taşı olanlar ve ailede böbrek hastalığı hikayesi olanların KBH gelişimi açısından riskli bireylerdir.  Özellikle yüksek riskli bireylerin hastalığını önlemek ve erken teşhis ve tedavi ile hastalığın ilerlemesini yavaşlatmak, komplikasyonlarını denetim altına almak önemlidir.