Muğla’da Akbelen Ormanı’nda 3 gündür süren ağaç kısmı devam ediyor. Orman katliamına direnen vatandaşlara, alanda bulunan sivil toplum örgütlerine, ömür alanı aktivistlerine müdahale devam ediyor. 

Muğla İkizköy’de kömür ocağı maden alanının büyütülmesi için Akbelen Ormanı’ndaki ağaçlar kesiliyor. Kesim süreçlerine karşı hareketlere başlayan, kesim sürecinin durması için harekete geçen köylüler, etraf savunucuları, hayat alanı aktivistleri tüm dünyanın seslerini duyması için çabalıyor.

Bilim Sıhhat Haber Ajansı (BSHA) bölgede bulunan ömür alanı aktivistlerinden bilgi aldı. Sabahın erken saatlerinde kesim süreçlerinin başladığı, eylemcilere müdahale edildiği bilgisine ulaşıldı. Bölgede bulunan hayat alanı aktivisti Mansur Karaca şunları aktardı: “Köylüler daha çok insanın bölgeye gelmesini talep ediyor. Yerli basının yanında yabancı basında da katliamın haber yapılmasını istiyor. Siyasalların ilgi göstermediğinden şikayetçiler.”

“Katledilen Yalnızca Ormanlar Değildir!”

Akbelen’deki kıyımla ilgili Siyasi Ekoloji Uzmanı Doç. Dr. Hakan Yurdanur açıklama yaparak şunları söyledi: “Ağaç kesiti, hayvanlara uygulanan şiddetten, bayan ve çocuklara yapılan her tıp berbat muameleden, işsizlikte , garantisiz çalışmadan ve emekçi vefatlarından, kentsel dönüşüm değil kentsel bölüşümden başka düşünülemez. Zira tüm bu kötülüklerin temelinde kapitalizmin işleyiş kanunları yatmaktadır. O nedenle her uğraşın orjinine kapitalizmle çabayı birinci sırada alması gereklidir. Kuzeyden güneye , doğudan batıya her ortamıyla yanıyoruz , yakılıyoruz , yok ediliyoruz. Katledilenin ve yanan ormanların yalnızca orman olmadığını , insan – tabiat bağlantısında kültürel , tarihî kıymetlerinde taşıyıcısı olduğunu bunlarında yakılmak istendiğini belirtelim. Orman yangını birebir vakitte hafızanın da yakılmasıdır! Tabiat ile kurulan bağlantıların kül olması , vicdanın da kuşlarla , böceklerle , ağaçlarla birlikte yok olması manasını taşır. Ağaç kesiti , hayvanlara uygulanan şiddetten , bayan ve çocuklara yapılan her cins makus muameleden , işsizlikten , garantisiz çalışmadan ve emekçi vefatlarından , kentsel dönüşüm değil kentsel bölüşümden farklı düşünülemez.”

Vahşi Ekonomik Yapı Önüne Ne Gelirse Saldırıyor!

Güçlü olanın her daim kazandığı , yazılı olmadığı halde her yerde bize dayatılarak okutulan orman kanunlarının yer yeri sardığı ve sarstığını söyleyen Yurdanur, “Ölmemek için öldür sloganı günümüzde kâr elde etmek için öldür sloganı ile birleşmiş vaziyette. Bu yabanî ekonomik yapı önüne ne gelirse saldırıyor. Resmen cinayet iktisadı ile karşı karşıyayız. Kanunsuz cürüm yoktur denmiş. Gerçek da söylenmiş. Her şeyi ile iç içe geçmiş kanunsuzluklar süreci işliyor. Her acil durum kendi içinde acil tahliller buluyor. Yanan ormana karşı yöre halkı pratik tahliller üretiyor , yardımlaşıyor , ortak hareket edip toplumsal hassaslığı yükseltiyor. Ormanla birlikte yaşayan yüzlerce canlıyı kurtarmak için seferber oluyor , sonrasında barınaklarda ya da öbür usullerle hayata bağlamaya çalışıyor. Orman için istekli nöbet tutuluyor , toplantılar tertipleniyor… Kopuk kopuk görünse de tüm bunlar şuurun harekete geçmesi vicdanla örtüşmesidir. Bir merkezden bir yönetici yerine , çok merkezden ve hareketin kendisinin yöneticiliğinde örgütlenme biçimi ortaya çıkıyor. Hareketin içine insanı çekmek yerine , insanın içine hareketi çeken yeni bir hareketle karşı karşıyayız. Bu yeni hareketi anlamak ve ona katkı sunmak yanan ormana yalnızca su sıkmaktan daha fazlası olacaktır” dedi. (BSHA – Bilim ve Sıhhat Haber Ajansı) 

Ankara Gündem Haber

See Full Bio